Klasik geleneksel siyasetçiler gibi “bekleyelim” demedi.
“İdare edin” kolaycılığına sığınmadı.
Tam tersine… sahaya indi, yoğun temaslar yaptı, tüm siyasi iradeye durumu raporladı. Ak Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu'na durumun ciddiyetini anlattı. İl Genel Meclisi Başkanı Fazlı Koç'u bölge siyasetçisi İl Genel Meclisi Üyesi Şükrü Sert ve konunun bürokratlarına özet bilgiler paylaştı. Su kaynaklarını hep birlikte gezip bilgi alışverişinde bulundu özetle çözüm için gece gündüz koşturdu.

Suncuk Köyü Muhtarı, heyeti ve Suncuk Köyü halkı ile hızlı çözüm üretti.

İlk adımı hızlı attı. Suncuk Köyü üzerinden su temin planlamasını yaptı.
Bu süreçte Suncuk Köyü Muhtarı Tuncay Günoğlu ve ihtiyar heyetiyle defalarca görüştü. Ortaklaşa çözüm üretildi.
Sonunda, beldenin kapılarını yeniden suyla buluşturdu ve Boğaziçi halkı adına Suncuk Köyü'ne onlara teşekkür etti. 

Suncuk Göleti ihtiyacına 10 yıl önce öngördü. 

Ama Başkan İbrahim Ercan’ın planı sadece günü kurtarmak değildi.
2016’da ilk dilekçesini vermişti: Suncuk Göleti projesi için. 
Bugün o projeyi yeniden devreye aldı. Tüm tuşlara birden bastı. Bu Proje Boğaziçi Belediyesi hatta bölgenin önümüzdeki 10, 20, belki 50 yılını güvence altına alacak bir çalışma olacak dedi. Bu göleti yapmalıyız diyor. 

Bu yaz kuraklıkla büyük mücadele verdi. Tek hedefi musluklardan su akmasıydı. 

Bu yaz yaşanan kuraklıkta bir başka kritik hamle daha yaptı:
Mevcut kaynakları verimli kullandı.
Boşa akan sulara “dur” dedi.
Çeşmeleri kapattı. Tepki alacağını biliyordu ama geri adım atmadı. Çünkü onun için önemli olan tek şey vardı: Evlerin musluğundan su akması.

“Eve lazımken başkasını düşünemezsin” dedi.
O kaynakları beldenin tamamına yaydı. Her eve eşit şekilde ulaştırdı. Şimdi eve huzurla gidiyor Boğaziçi'li diyor. Buna çok mutlu... Hak edilen bir mutluluk bu. 

Musluklardan su akıyor. 

Ve bugün… Boğaziçi halkı musluktan akan suyu gönül rahatlığıyla içebiliyorsa…
Bu hikâyenin başkahramanı, hem günü kurtaran hem geleceği garanti altına alan Başkan İbrahim Ercan’dır.
Elbette, Suncuk Köyü Muhtarı ve ihtiyar heyetinin katkısı da unutulmaz.  

Ben her geçen gün daha yaşanabilir bir Boğaziçi hayal ediyorum diyor. Hem de her alan için...  Çok çalışmalıyız felsefesini hiç bırakmıyor.